Görünmeyen Tehdit: Çocuk ve Ergenlerde Depresyonun Tetikleyicileri
- Dr. Şeyma İlhan
- 10 Mar
- 1 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 9 Nis

Depresyon, çocukların yaklaşık %2’sinde ve ergenlerin %4–8’inde görülen, oldukça yaygın bir ruhsal bozukluktur.
Bu durumun gelişiminde tek bir neden etkili değildir.
Depresyon Gelişimine Sebep Olabilecek Biyolojik Faktörler
Genetik Yatkınlık: Ailede depresyon öyküsü olan çocuklarda depresyon riski daha yüksektir.
Beyin Kimyası: Serotonin, dopamin ve norepinefrin gibi nörotransmitter dengesizlikleri depresyon gelişiminde rol oynayabilir.
Hormonlar: Ergenlik dönemi hormonal değişiklikler, depresyon riskini artırabilir.
Tıbbi Durumlar: Kronik hastalıklar (diyabet, astım gibi) depresyon riskini yükseltebilir.
Depresyon Gelişimine Sebep Olabilecek Psikolojik Faktörler
Düşük benlik saygısı: Özgüven eksikliği eksikliği depresyon riskini artırır.
Travmatik yaşantılar: Çocuklukta yaşanan ihmal, istismar, zorbalık veya büyük kayıplar (ölüm, boşanma vb.) depresyona neden olabilir.
Baş etme becerilerinin eksikliği: Stresle başa çıkmayı öğrenemeyen çocuk ve ergenlerde depresyon gelişebilir.
Mükemmeliyetçilik ve aşırı beklenti: Kendinden çok fazla şey bekleyen veya çevresi tarafından sürekli baskı gören çocuklar depresyona yatkın olabilir.
Depresyon Gelişimine Sebep Olabilecek Çevresel Faktörler
Aile sorunları: Boşanma, ebeveynler arası çatışma, ilgisiz veya aşırı baskıcı ebeveynlik depresyon gelişimine zemin hazırlayabilir.
Okul ve akademik baskı: Başarı baskısı, sınav kaygısı veya öğretmenlerle yaşanan olumsuz ilişkiler depresyon riskini artırabilir.
Arkadaş ilişkileri: Sosyal izolasyon, dışlanma veya akran zorbalığı depresyonu tetikleyebilir.
Ekonomik zorluklar: Maddi sıkıntılar, temel ihtiyaçların karşılanamaması çocuklarda kaygı ve depresyonu artırabilir.










Yorumlar